30 Dakikalık Koşuda Bedenimizde Olanlar


Biraz terlemek için spor salonuna adım attığın her seferde, hücrelerin sana zihinsel ve fiziksel faydalar sağlayan zincirleme reaksiyon oluşturur.



İlk saniyelerde olanlar

Kaslar, bedeninin yiyeceklerden aldığı ATP denilen enerji moleküllerinin (adenozin trifosfat) kullanmaya başlar.
Hissettiğin enerjinin nedeni bu mu dersin? ATP, başka bir güçlü molekül olan adenozin difosfata(ATP) dönüşür. Geri dönüşüm uzmanı olan kas hücreleri, sen harekete geçtikten sonra ADP'yi tekrar ATP'ye çevirir.
Daha fazla ATP'nin serbest kalması için hücreler, glikozun kaslarda depolanan bir formu olan gikojeni parçalamaya başar. Hücreler glikozu doğrudan kanından da çekebilir.
Vücudun bu fazla glikozu emer ve kaslarından laktik asit salgılanır. Bacaklarınızda oluşan yanmayı hissettiğinizde bunlar olur.  Laktik asit, beynine o sırada fiziksel gerilim yaşadığının sinyalini gönderir.

İlk 10 dk içinde

Kalbin daha hızlı atmyaa başlar, kan akışı kaslarına yönlendirilir ve o anda ihtiyacın olmayan fonksiyonlar geri plana itilir; sindirim gibi.
Glikozu en iyi şekilde kullanmak için kas hücrelerin daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Nefes alışın işte bu yüzden sıklaşır.
Uzun adımlarla koşarken, vücudunun büyük kas grupları olan gluteus maximus (kalçadaki en büyük kas), bacak ve karın kasların sıkı çalışır. Bunlar düz durmana, adımlarını kontrol etmene ve ayağını yerden kaldırdığında kalça ekleminin esnemesine yardımcı olur.
Yağ olarak depolanmış olanlar dahil olmak üzere, kalori yakmaya başlarsın.
Tüm bu yanan glikojen ve oksijen vücut sıcaklığını yükseltir. Soğuman için dolaşım sistemin kan akışını yüzüne yönlendirir, bu da yüzüne sağlıklı bir pembelik verir. Ter bezlerin seni aşırı ısınmadan korumak için çalışmaya başlar ve terlersin.
Kondisyonun iyiyse, kaslarının ATP ihtiyacı yeterince karşılanır ve vücudun etkili bir biçimde oksijen alıp verir. Yağ ve glikoz yakar, kendini daha güçlü hissedersin.
Ama tam tersine çok yorulduysan ve koşmayı bırakmak istiyorsan, kaslarının talep ettiği ATP karşılanmıyor demektir. Bu durumda oksijen yeterince hızlı alamaz veya kullanamazsın. Sonuçta laktik asit vücuduna karışmaya başlar. Böyle olduğu zaman, egzersizin her dakikası sana işkence gibi gelmeye başlayabilir.

30 dakika sonra

İşte koşuyu tamamladın! Yürümeye başladığında enerji ihtiyacın azalır ve nefesin yavaş yavaş normale döner.
Kendini enerjiyle dolmuş hissedersin. Beyninde ruh haini düzelten hormon olan dopamin tetiklenir. Egzersizin bu etkisi o kadar harikadır ki, çikolata krizlerini bile azaltır. (Ama hala tatlı bir şeyler yemek istiyorsan endişelenme. Glikojen stoklarında biraz boşluk oluşmuştur; yani aldığın ekstra kalorilerin yağa dönüşme ihtimali daha düşüktür.)

Posted in , , , , . Bookmark the permalink. RSS feed for this post.

Leave a Reply

Arama Yap

Shapes Turkey