Diyet

Shapesdiyet

Diyet yaparken dikkat etmemiz gereken konular:

Her şeyi zamanında tüketin

Dönem sebze ve meyvelerinin uygun şartlarda yetiştirilmediğ i için sağlık açısından zararlı olduğunu biliyor muydunuz?


Yazlık sebze ve meyvelerin, kış aylarında yüzde 70 kanserojen etkilerinin olduğuna dikkat çeken Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV), sera ürünlerinden uzak durulması gerektiği uyarısında bulunuyor.

"10 Kasım 2006 ila 1 Nisan 2007 tarihleri arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, şeftali, karpuz, erik, muz gibi yaz sebze ve meyveleri yemeyin" çağrısında bulunan LÖSEV, sebze ve meyvelerin mevsiminde yenmesi gerektiğini vurguluyor.

Kış aylarında satın alınacak bu gıdaların hiçbirinin doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmediğ i ifade ediliyor. Tüm yaz sebze ve meyveleri; kış aylarında, naylon örtü ve benzeri kaplamaların altındaki seralarda, sıcak ortam sağlamak için yakılan kaloriferlerle yetiştiriliyor.

Bu gıdalar, aşırı miktarda kullanılan hormonlarla büyütülüyor ve böceklerden korunmak için yine aşırı miktarda kullanılan tarım ilaçlarıyla yetiştiriliyor. Çabuk bozulmasın diye erkenden toplanıp sandıklandığı için de vitamin ve mineralleri eksiliyor.

Hem kansorojen hem de pahalı olan bu gıdaların yerine; kışın yetişen ve vitamin ile minerallerden zengin olan ıspanak, pırasa, karnabahar, yerelması, elma, portakal, mandalina gibi kış sebze ve meyvelerinin tercih edilmesi gerekiyor.


Kışın nasıl beslenmeliyiz?

Yaz mevsiminden kış mevsimine geçişte bağışıklık sistemi zayıflıyor. Hastalıklara yakalanmamak ve kilo almamak için özel bir beslenme programı uygulanması öneriliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özlem Sert Aydın, kış mevsiminde nasıl bir beslenme programı izlemek gerektiğini anlattı.

Nasıl daha dirençli olabiliriz?

"Beslenme yaşam boyu önem verilmesi gereken bir konu ama bunun önemini hastalıklar ortaya çıkınca anlıyoruz. Kış mevsiminin kendini hissettirmesiyle soğukalgınlığı, nezle, grip sıklıkla görülüyor.

Yaz mevsiminden kışa geçişte bağışıklık sistemimiz yani vücudu dış etkenlere karşı koruyan yapı zayıflıyor. Bu nedenle kış aylarına girerken bağışıklık sistemimizin korunması, hastalıklara yakalanmamak ve vücudumuzun sağlıklı bir şekilde fonksiyonları nı sürdürmesi için kışa özel bir beslenme programı uygulamalıyız."


Neler tüketilmeli?

"Enfeksiyonlara yakalanmamak için vitamin ve minerallerden zengin beslenmeliyiz.

Özellikle A, C, B6, E vitamini ve çinko, selenyum minerallerinden zengin olan kış sebzelerinden brokoli, lahana, brüksel lahanası, kırmızı lahana, karnabahar, havuç, marul, yeşil biber, roka, sarımsak, soğan ve meyvelerden portakal, mandalina, greyfurt, kivi, elmadan bir veya birkaçı günlük beslenmemizde yer almalı."

Özel tüketilmesi gerekenler var mı?

"Kış gecelerinde televizyon karşısında geçen zamanın da artmasıyla kişi daha fazla yeme isteği duyar. Yağlı, şekerli, hamurlu yiyecekler yerine taze sebze ve meyve tercih edilmeli

Kahvaltı zevki pazara kalmasın

Hızlı yaşam temposunun neden olduğu ayaküstü beslenme, "altın öğün" olarak değerlendirilen kahvaltı kültürünü unutturdu...

"Çoğu ailenin pazar günleriyle sınırladığı kahvaltı, güne zinde ve verimli başlamada ilaç etkisi yapıyor" diyen Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zerrin Erginkaya, kahvaltı kadar kahvaltıda tüketilen gıda maddelerine de dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Doç. Dr. Zerrin Erginkaya, günümüzde insanların, yaşam koşullarına bağlı olarak yeme alışkanlıklarının da değişmeye başladığını, bundan en fazla sağlıklı beslenmenin anahtarı olan kahvaltının olumsuz etkilendiğini belirtti.

Erginkaya, çalışan kadın ve okuyan kesimdeki artış, yalnız yaşayan bireylerin artması, şehre göç ve hızlı yaşam temposu gibi birtakım sosyal nedenlerden dolayı daha pratik, kısa sürede hazırlanabilen ve tüketimi kolay olan ancak, sağlıklı olmayan tüketim alışkanlıklarına yönelindiğini kaydetti.

Erginkaya, oysa çoğu ailenin pazar günleriyle sınırladığı kahvaltının, güne zinde ve verimli başlamada ilaç etkisi yaptığını ifade etti.

Çoğu kişinin, işe yetişme telaşı ya da sabah saatlerindeki iştahsızlığı kahvaltı yapmamaya gerekçe gösterdiğini anlatan Erginkaya, güne kahvaltısız başlayan kişilerde yorgunluk, stres ve halsizlik halinin kaçınılmaz olduğunu anlattı.

Erginkaya, kahvaltı alışkanlığının coğrafi ve kültürel farklılıklar nedeniyle yörelere göre değişiklik gösterdiğini, kırsal kesimde bu alışkanlığın daha yaygın olduğunu, ancak kent yaşamının kahvaltı keyfini sadece pazar günleriyle sınırlandırdığını ifade etti.

Son dönemlerde eğlence merkezleri ve restoranların sabah kahvaltısı programlarıyla dikkati çektiklerini ifade eden Erginkaya, "brunch" diye adlandırılan bu hizmetin en azından kahvaltı kültürünün devam etmesine katkıda bulunmasını umut ettiklerini söyledi. Erginkaya, kahvaltı kültürü olmayan anne ve babaların çocuklarına da model teşkil ettiklerini belirterek, "Bu yüzden kahvaltı gibi önemli bir öğünden mahrum nesil yetişiyor" dedi.

Yanlış beslenme sindirimi etkiler

Yanlış beslenme kabızlığın oluşumunda en büyük nedendir. Sindirim sistemi için egzersiz de önemlidir!

Kabızlık dışkının bağırsaktan geçişinin yavaşlamasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır ve üç temel tipe ayrılabilmektedir.

Birincisi; merkez sinir sistemi bozulduğuna bağlı olarak oluşan kabızlıktır. Sinir sistemiyle ilgili bir hastalıktan, stresle ya da ilaç kullanımından kaynaklanan dışkılama uyarısı yokluğu ya da düzensizliği durumudur.

İkincisi; dışkılama refleksinde bozukluğa bağlı olarak oluşan kabızlıktır. Hemoroit, apse, daralma (stenoz) gibi barsak lezyonlarına, barsak yumuşatıcılarının yanlış kullanımına, karın içi organlarının iltihaplanması na, vücuttan genel su kaybına bağlı dışkı miktarında azalma sonucu ortaya çıkabilen bir durumdur.

Üçüncüsü de mekanik kabızlıktır. Genel sıvı kaybının yanı sıra, dışkının içerdiği su ve dolayısıyla hacmi azalır. Bir diğer nedende barsak kaslarının ya da istemli karın kaslarının zayıflaması sayılabilmektedir.

Yanlış beslenme, egzersiz yapmamak, stres ve depresyon hali, seyahat, ateş, uzun süren yatak istirahati, karın ameliyatları, yıpratıcı hastalıklar, gebelik, sakinleştirici ilaçlar, alüminyum mide asidini giderici ilaçlar, kalsiyum içeren ilaçlar, Alzheimer, Parkinson, omurilik zedelenmesi, felç gibi sinir sistemi hastalıklarında, fazla alkol ve kafeinli içeceklerin kullanımı, laksatif ilaçların uygun olmayan kullanımı da kabızlığa yol açar.

Nelere dikkat etmeliyiz?

- Su tüketimini yüksek tutmak çok önemli. (Günde 2,5-3lt. su içirilmelidir. )
- Özellikle kepekli ürünleri tercih etmek,
- Kuru meyvelerden özellikle erik, incir ve kayısıyı tercih etmek,
- Sebze tüketimini artırmak. Örneğin; roka, lahana, ıspanak, maydanoz, dereotu, marul.
- Tahıl ve baklagil grubunun tüketimine yer vermek,
- Meyve tüketimini artırmak,
- Bitki çaylarını tüketmek,
- Süt ve yoğurt grubunu tüketmek,
- Keten tohumu kullanmak,
- Fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler tüketmek.

Neler yapmalıyız?

Kabızlığın oluşumunda en büyük nedeni yanlış beslenme oluşturmaktadı r.

Öğün atlamamak ve yemekleri küçük lokmalar halinde ve yavaş yavaş çiğneyerek tüketmek çok önemli.

Özellikle kahvaltı öğününü atlamamak çünkü bağırsaklar için günün en önemli zamanı sabah uyandıktan sonraki ilk saatteki zaman dilimidir.
Yataktan kalkınca beyin, kalın bağırsağın duvarındaki kaslara 'uyan' mesajı yollayarak kasılma işlemini başlatır.

Egzersiz yapmak da çok önemlidir. Yürüyüş, aerobik, jogging ve yer hareketleri kalın bağırsağın kasılmalarını kolaylaştıran sporlardır.

Haftada en az 3 kere yarım saat kadar tempolu yürümek veya sabah kahvaltıdan önce 15 dakika boyunca aerobik yapmak karın kaslarınızın çalışmasını sağlayarak kabızlık probleminizi önleyecektir.

Arama Yap

Shapes Turkey